Psikoterapi
Psikoloji insan davranışları ve zihinsel süreçleri ile birlikte bunların altında yatan nedenleri inceleyen nasıl tepki verdiği, nasıl öğrendiği, nelerden endişe duyduğu, başkalarıyla ilişki kurmadaki tutumlarını nasıl geliştirdiğini araştıran bilim dalıdır.
Psikoterapi kişinin duygusal, davranışsal ve ruhsal sorunlarının çözümünü, ruh sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını amaçlayan tekniklerin genel adıdır. Psikoterapide belirli bir model ve planlanmış bir tedavi yaklaşımı vardır. Psikoterapist bu yaklaşımın eğitimini almış bir uzmandır. Bu anlamda ‘koçluk, kişisel gelişim, kişisel destek’ gibi süreçlerden daha disiplinli bir süreçtir.

Depresyon
Depresyon, kısa süreli duygusal sıkıntı, anksiyete atakları …

Bireysel Terapi
Bireysel tedavi genellikle psikoterapi olarak adlandırılır …

Anksiyete-Kaygı Bozukluğu
Sosyal fobi, özgül fobi, travma sonrası stres bozukluğu, …

Çift Terapisi
Bir ilişki, yaşam döngüsü boyunca sayısız aşamadan geçer ve birkaç kaba yaması olduğu açıktır. Bununla birlikte, bir ilişkinin gücü çiftlerin onlarla nasıl başa çıktıklarına yansır ...

Boşanma Sonrası Terapi
Çift terapisine yönelik sistematik yaklaşımımız, ortaklar arasındaki iletişimin artırılması ve her iki ortağın da olacağı kısa ve uzun vadeli hedeflerin oluşturulması hatlarında tanımlanmaktadır.

Çocuk Terapisi
Kalbimizde bir köşe bulan ve ölmeyi reddeden birçok duygusal sorun var. Zamanla, bu sorunlar günlük yaşamımızı olumsuz yönde etkileyen bir tür duygusal tümöre dönüşebilir, örneğin...
Yorumlar
Hayatımın çok zor bir döneminde, bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine kendisiyle tanıştım. Hayata tekrar tutunmamda ve kaygılarımı gidermemde önemli rol oynadı bana kılavuz oldu. Kesinlikle çok samimi, doğal ve kendinizi yakın hissedebileceğiniz, en önemlisi de alanında uzman bir psikolog ve psikoterapist. Sayesinde yaşam kalitem arttı. Tedavi sürecinde her zaman sizin yanınızda ve ulaşılabilir. Kesinlikle tavsiye ederim.
Mustafa Kemaloğlu
Sık Sorulan Sorular
Kişilik bozukluğu ne demektir?
“Kişilik Bozukluğu” olan kişiler, bilişsel (kendini, başka insanları ve olayları algılama ve yorumlaması), duygusal (tepkilerinin yoğunluğu, sıklığı, değişkenliği), kişilerarası işlevsellik ve dürtü kontrolü alanlarının en az ikisinde belirgin problemler yaşarlar ve bu problemler aile, okul, meslek veya diğer sosyal alanlarda kendini gösterir.
Depresyonda olup olmadığımı nasıl anlarım?
Depresyonda olan kişiler en az iki hafta boyunca mutsuzluk duyguları yaşarlar. Özgüvenleri düşüktür. Eskiden zevk aldığı şeylerden zevk alamazlar, ilgileri azalır. Uyku düzenleri bozulabilir, iştahlarında değişiklik olur. Cinsel istek azlığı görülür. Kararsızlık, umutsuzluk, cesaret eksiliği yaşarlar. Hafif depresif olan kişilerde bu duygular hafif seyreder, fakat ağır depresyonda olan kişilerde duygusal acı dayanılmaz olabilir. Olumsuz duygular ve duygusal acı çok yoğun yaşandığında ölüm düşünceleri artar ve kişiyi intihara sürükleyebilir.
Çocuklar da depresyona girer mi?
Evet, maalesef girerler. Depresyondaki çocuklar her zaman hüzünlü gözükmeyebilir, bu nedenle depresif oldukları yetişkinlerin gözünden kaçabilir. Çocuklar ve yetişkinler depresyondayken farklı davranışlar sergileyebilirler. Depresyonda bir yetişkin içine kapanırken, tükenmiş, halsiz görünürken, depresif bir çocuk daha hareketli olabilir, aksi, yaramaz, öfkeli davranabilir. Bunun dışında ağlamaklı olmak veya ağlamak, her zaman yaptığı aktivitelere ilgi kaybı görülebilir. Uyku ve yemek yeme alışkanlıklarında önemli değişiklikler gözlenir.